Normal ayak şeklinin kaybolması her aile için uyarıcı olmalıdır. Ancak bazı sorunları erken bebeklik döneminde görüyoruz ve ayak kısa sürede hiç bir tedaviye ihtiyaç duymadan düzelir. Bunu ayırt edebilmek için bazen uzman muayenesine ihtiyaç duyulabilir.
Özellikle ayak sorunları USG yardımı ile anne karnında tanınabilmektedir. Bu durumda aile doğum öncesi detaylı bilgilendirerek doğuma ve sonrasında gerekli olabilecek tedavilere hazırlanmaktadır.
Tedaviye mümkün olan en kısa sürede başlanması başarı için değişmez kuraldır.
Bu hastalıkta ayak büyüme döneminde tekrar eski haline dönmeye çalışır. Bu nedenle ayağın tedavi ile düzeltilmesi sonrasında korunmasında son derece önemlidir.
Bu tamamen hastanın değerlendirilmesi ve hareket açıklığının belirlenmesi ile ilgilidir. Özellikle kas hastalığı olan çocuklarda cerrahi girişim doğru zamanda ve fizik tedavi programı ile birlikte uygulanmalıdır. Yapılan değerlendirmede fizyoterapi yapan kişi kasların artık çok gergin olduğunu belirtmesi cerrahi için uygun zamanın geldiğini gösterir. Ailelerin cerrahi işlemin çocuğun uzaması ile birlikte tekrar gerekebileceğini unutmaması gerekir.
Uzatılan kasa göre değişmekle birlikte en kısa sürede yürümeye izin veriyoruz. Özellikle alçı yapılan hastalar bir an önce yürümesi için cesaretlendirilmelidir.
Kas kontrolü beyin tarafından ayarlanmaktadır. Kas transferlerinde yeni duruma beyinin uyum sağlaması gerekir. Bunun olmadığı durumlarda kaslar yeteri fonksiyon göremeyebilir. Ancak çocuklarda bu uyum genellikle kolay olmaktadır.
Transfer edilen kas özellikle seçilir ve en az fonksiyon kaybına yol açacak şekilde ayarlanır. Alınan kasın fonksiyonlarını yapacak bir kas grubu olur ve bu kaslar transfer edilen kasın fonksiyonunu üstlenirler.
Çocuklarda kas gelişimi yeterli olmadığı için yeni yürümeye başlama döneminde ayak çukuru oluşmamıştır. Bu oluşum genellikle 4 yaşında başlar ve 10 yaşına kadar sürer. 4 yaş öncesinde oluşan düz tabanlığı biz genellikle normal kabul ederiz ve özel bir tedavi uygulamayız. Özellikle çocuğun ağrısının olmadığı yada iki ayak arasında asimetrinin olmadığı durumlarda özel tedaviler yada ayakkabılarda önermiyoruz. Ailelerin detaylı bilgi istediği ve ayak gelişimini görmek isledikleri durumlarda ayak basınç grafilerini çıkararak çocuğun ayak gelişimini takip edebiliyoruz.
Özellikle kız çocuklarında gördüğümüz bu duruş 8 yaşına kadar sürer. Bir çocuk ortopedisti tarafından muayene edilerek gerçekten kas kısalığı mı var yoksa çocuk bunu oyun olarak mı yapıyor ayırt edebilmelidir.
Genetik bir hastalıktır ancak özel bir genetik bölge henüz belirlenememiştir.
Ultrasound (USG) uygulamaları ile artık bu hastalık anne karnında tanınabilmektedir.
Bu ‘ortopedik ayakkabı’ terimi oldukça yaygın kullanılan bir terimdir. Ancak çocukların %95 gibi yüksek bir oranı herhangi özel bir ayakkabıya ihtiyaç duymazlar. Alınan ayakkabıların topuk kısmı hafif sert ve ön kısmı yumuşak olmalıdır. Ayağa uygun büyüklükte ayakkabının alınması çok önemlidir ve kabaca bu her yıl iki ayakkabı alınması demektir. Özel yapım, çok yüksek fiyatlı ayakkabıların kullanımı hekim tavsiyesi olmadan tercih edilmemelidir.
Öncelikle kullanılan malzemenin kalitesi sorgulanmalıdır. Sonrada ayak çukuruna gelen kısmında hafif bir yükseklik olması yeterlidir. Özellikle spor ayakkabılar çocuğun ayak yapısını destekleyecek şekilde dizayn edilirler.
Kesinlikle evet. Ülkemizde de başlayan bir kampanya ile ‘kundaklamaya’ hayır diyoruz. Biliyoruz ki ülkemizde kalça çıkığı riskini artıran en önemli etken halen kundaklama.
Çocuklarda topuk dikeni oluşumunu görmüyoruz ancak taban kaslarının yapıştığı noktada topuk dikenine benzer şikayetler olabilir dikkate alınmalıdır.
Çocuklarda yürüme bozuklukları kesinlikle çok iyi incelenmelidir. Öncelikle sorunun kaynağı belirlenmeli (beyin, bel, eklemler gibi) ve çözüm bunun üzerine kurulmalıdır. Bazen yürüme bozukluklarının analizi için bilgisayarlı sistemlerden yardım alıyoruz.
Boy uzatması, boy kısalığı bulunan ( medikal ) ya da boyunu kısa olduğunu düşünen kişilerin (estetik) uyluk ve/veya kaval kemiklerinin uzatılarak boy uzunluklarının artırılmasıdır.
Bu yöntem yaklaşık 100 yıl önce açıklanmıştır ve yıllar içeresinde gelişmiştir. En yaygın uygulanan teknikler; 1-Vücut dışından takılan cihazlar uzatma (halka yada düz eksternal fiksatorler) 2-Vücut dışından takılan sistemler ile kemik içeresine uygulanan sistemler (çivi üzerinden uzatma) 3-Sadece kemik içerisinden sistemlerle uzatma (Motorize çiviler).
Sadece dışarıdan uygulanan sistemler en kolay uygulanan sistemlerdir ve cerrahi teknik diğer sistemlere göre kolaydır. Dezavantajları; vücudun dışında olduğu için hastayı rahatsız eder, eklem hareketlerini kısıtlar ve enfeksiyon riski yüksektir. Kombine sistemlerin en önemli avantajı tedavi suresini kısaltmasıdır. Bu yöntemde vücut dışındaki sistem uzatma biter bitmez çıkarılır ve hastanın bir miktar yük vererek yürümesine müsaade edilir. Motorize sistemler hasta konforunu çok artırır ve özellikle çalışan kişilerin işe erken dönmesini sağlar. Bu yöntemin dezavantajı ise pahalı olması ve iki taraflı ameliyat yapılamamasıdır. Diğer yöntemlerde hastanın her iki bacağı ayni anda uzatılır ve hasta uzatma suresince yürüyebilir…
Bu cerrahi tedaviler özel sigortalar tarafından karşılanmamaktadır. Devlet ve özel üniversite hastanelerde estetik boy uzatmaları karşılanmamakla birlikte medikal tedavi gereken hastalarda tedavi ücretinin tamamı devlet tarafından karşılanmaktadır..
Bu seçilecek tedavi yöntemine ve tabii ki uygulamayı gerçekleştirecek doktor ve hastaneye göre değişmektedir. Hastaların dikkat etmesi gereken konu bu tedavinin bazen iki basmakla olarak uygulanması ve buna göre tedavi maliyetlerinin çıkarılmasıdır. Ameliyat kararını vermeden önce mutlaka doktorunuz ve hastaneniz ile detayları görüşerek kesin bütçeleri öğrenmelisiniz.
Boy uzatma ameliyatını olacak kişilerin aşağıda liste olarak verilecek sorunları göz önüne almaşı gerekmektedir. 1-Enfeksiyon 2-Uzama bölgesinde kaynama gecikmesi yada yokluğu 3-Damarlarda pıhtı oluşumu 4-Eklem sertlikleri 5-Psikolojik problemler 6-Şiddetli ağrı.
Birinci basmak boy uzatması isteyen kişi ile doktorun karşılıklı olarak konuşarak beklentilerin net olarak ortaya konulmasıdır. Sonrasında filmler çekilerek en uygun cerrahi yöntem ve tedavi süresi belirlenir. Bu aşamada hastanın psikolog ya da psikiyatr ile görüşmesi değişmez kuraldır ve yasal olarak tamamlanmalıdır. Ameliyat olacak kişinin tüm tedavi yöntemlerini sorgulaması ve olası komplikasyonları tam olarak anlaması önemlidir. Yaşı 18 ve altında olan hastalarımızda aile ile birlikte tedavinin seçilmesi yine değişmez kuraldır. Son aşamada yapılan planların yazılı olarak dökumante edilmesi ve kişinin halen ameliyat kararında istekli olduğunun görülmesi ile birlikte tarih belirlenerek uzun sürecek yola girilir. Tedavinin uzun süreli olduğu baştan kabul edilmelidir ve sosyal olarak hazırlıklarda yapılmalıdır.